|
Kütahya
sivil mimari örneklerini yansıtan evler
yörenin doğal yapısı, yaşam biçimleri ve
iklimin etkisi ile oluşmuş, her biri
kendine özgü yapılardır. Çoğunlukla bu
evler iki katlı, kiremit çatılı, çıkmalı
yapılar olup, birer müze konumundadır.
Ağaç işçiliğinin en ince detaylarına
kadar yansıtan bu evlerin büyük
çoğunluğu günümüze iyi bir durumda
gelmiştir.
Kütahya sivil mimarisi Yellice Dağı’nın
(Acem Dağı) kuzey eteklerinden Kütahya
Ovası’na kadar uzanan eğimli bir alanda,
Hisar ve Hıdırlık tepelerinin
yamaçlarında bulunmaktadır. Bu
bölgelerde yapılan evler dar ve
kıvrımlı, Arnavut kaldırımlı sokaklar
boyunca sıralanmıştır. Genellikle bahçe
içerisinde olan bu evlerin yanı sıra
cepheleri sokağa yönelik bahçeleri
arkada olan evler de bulunmaktadır.
Başlangıcı XVII.yüzyıla kadar inen
Kütahya evlerinin en eski örnekleri daha
çok bahçeler içerisinde kurulmuştur.
Bunu izleyen yıllarda yerleşimin
yoğunlaşmasıyla sokakların iki yanında,
bitişik düzende yapılaşma başlamıştır.
Bundan sonraki dönemlerde bahçeli,
avlulu evlerin yerini sokağa yönelik,
çıkmalı, şahnişli evler almıştır.
XIX.
Ve XX.yüzyılın başlarında konak tipi
evlerin Kütahya’da yaygınlaştığı
görülmektedir. Yaz aylarının sıcak, kış
aylarının da soğuk geçtiği yörede
iklimin etkisiyle, yazlık ve kışlık
bölümleri olan evler yapılmaya
başlanmıştır. Bundan ötürü de rüzgârlara
yönelik, özellikle kuzey yönde evlerin
duvarları daha kalın yapılmıştır.
Çoğunlukla da bu duvarlar sağır olup,
çok az küçük pencereler açılmıştır.
Yapıların en korunaklı bölümüne ise,
alçak tavanlı, ocaklı ve küçük pencereli
kış odaları yerleştirilmiştir. Türk
evinin ana noktasını oluşturan Hayat,
iklim nedeniyle camekânla kapatılmıştır.
Kütahya sivil mimari örneklerinde,
yağışın çok olmasından ötürü saçaklar
çok geniş tutulmuştur. Bazı evlerde de
yan duvarlar yağmura daha dayanıklı olan
ahşap kaplı kerpiçlerle korumaya
alınmıştır.
İki
ve üç katlı evlerin giriş katları daha
çok ambar, depo, kiler, samanlık ve ahır
gibi bölümlere ayrılmıştır. Bunların
üzerinde asma katlar bulunmaktadır. Asma
katlar daha çok alçak tavanlı, küçük
pencereli, ocaklı kış odaları olarak da
kullanılmıştır. Evlerin en üst bölümünü
oluşturan katlarda sofa çevresinde
odalar sıralanmıştır. Bunlar yüksek
tavanlı odalar olup, pencereleri,
duvarları ve tavanı birbirleri ile
uyumlu ahşap motifler ve yağlıboya
resimlerle süslenmiştir. Evlerdeki
odalarda, özellikle başoda tavanlarına
büyük özen gösterilmiştir. Burada
aralıklı yerleştirilen kirişler bazen
açık bırakılmış, bazen de sarıçamla
kaplanmıştır. Bunların üzerleri
geometrik motifler ve ortadaki
göbeklerle süslenmiştir. Geometrik
motiflerin yanı sıra yağlıboya ile
yapılmış kıvrık dallar, yaprak ve
çiçekler, meyveler, vazo içerisinde
çiçekler ve yazılarla bezenmiştir.
Sekiler, pabuçluklar, raflar,
çubukluklar, kavukluklar, testilikler,
peşkirlikler, lambalıklar, dolaplar ve
yüklükler odaların başlıca öğeleridir.
Bu tür evlerin bazılarında dış sofalı
plan türleri de uygulanmıştır. Bunlarda
odalar sofa çevresine L biçiminde
sıralanmıştır. Bu sofalarda taht denilen
bölümlere de özen gösterilmiştir. Bu tür
evlerin sofaları daha küçültülmüş ve
bahçeye yönelmiştir.
Kütahya
evlerinde mutfak ayrı bir önem
kazanmıştır. Bazı yapılarda bahçede,
ayrı bir bölüm halindedir. Bununla
beraber her evin avlusuna ayrı bir fırın
yapılmıştır. Helâlar ise evin
dışarısında, kerpiç veya ahşap bir
bölümde bulunmaktadır.
Kütahya ve çevresi XX.yüzyıla kadar
zengin ormanlarla kaplı olduğundan ahşap
malzeme çok fazla kullanılmıştır.
Özellikle yöredeki çam, meşe, kayın,
ardıç gibi ağaçlardan elde edilen
keresteler sivil mimaride yapı malzemesi
olarak kullanılmıştır. Evlerin
karkaslarında ve doğramalarında dış
etkilere karşı duyarlılığı fazla olan
sarıçamdan geniş ölçüde
yararlanılmıştır. Çoğu evlerin taş
temelleri üzerine duvarları hımış
tekniğinde ahşap hatıllı olup, kerpiç
dolgulardan da büyük ölçüde
yararlanılmıştır. Yöreden sağlanan bir
cins killi toprak olan geren, kerpiç
yapımında kullanılmıştır. Yapılarda
kullanılan büyük kerpice “Ana”, küçüğüne
de “Kuzu” denilmektedir. Tuğla evlerin
daha çok baca gibi bölümlerinde
kullanılmıştır.
Kütahya
sokaklarında sıralanmış olan evlerin alt
katları tümüyle sağır, üst katları
pencerelidir. Pencereler dışarıdan
görülmeyi önleyecek panjurlar, kepenkler
ve kafeslerle örtülmüştür. Günümüze
gelen en eski Kütahya evleri tek katlı
olup, bunların yapımında da iklimin
büyük etkisi görülmektedir. Çoğunlukla
bu evlerin alt katları boştur. Zemin
katı yaşam için sofaların etrafında
odalara bölünmüştür.
Kütahya evlerinin en güzel örnekleri
Pirler Mahallesi’nde topluca koruma
altına alınmıştır. XVIII.yüzyıl
evlerinin tipik örnekleri Germiyan
Sokak’ta bulunmaktadır. Bu sokakta iki
ile üç katlı ahşap evler payandalarla
dışarıya doğru çıkmaları desteklenmiş,
iki kanatlı kapıları, kafesli
pencereleri ile Kütahya sivil
mimarisinin en güzel örneklerini bir
araya getirmiştir.
Kütahya’da Osmanlı sivil mimarisinin en
güzel örneklerinden birisi de 1907
yılında yapılmış olan Saray
Mahallesi’ndeki Hükümet Konağı’dır.
Hükümet Konağı’nı 1893-1908 yılları
arasında Kütahya Valisi olan Giritli
Ahmet Fuat Paşa tarafından
yaptırılmıştır. Konağın bulunduğu yerde
daha önceki dönemlerde bir saray olduğu
ve bu sarayın yanmasından sonra bu
konağın yapıldığı arşiv kayıtlarından
anlaşılmaktadır.
Son
Osmanlı dönemi sivil mimarisinin dikkati
çeken örneklerinden olan bu konak, iki
katlı kesme taştan bir yapıdır. Enine
dikdörtgen bir alanı kaplayan konağın
kuzeye yönelik giriş cephesinin önünde
geniş bir avlusu bulunmaktadır. Üç
yandan merdivenlerle çıkılan giriş
bölümü ile yapının doğu ve batı
kanatları dışarıya doğru çıkıntı
yapmaktadır. Arka cephesi ise tamamen
düzdür. Girişin basamakları üzerinde
oldukça yüksek dört sütun üç kemerle
görkemli bir görünüm sergilemektedir.
Girişin üzerinde vali odası
bulunmaktadır. Cephe görünümündeki üç
pencereli düzen yapının bütününde
uygulanmıştır. Pencerelerden vali
odasının orta penceresinin iki yanında
beyaz zeminli iki küçük kartuşa 1907 ve
1910 tarihleri yazılıdır. Pencereler
basık kemerli, dışarıya taşkın, iki
renkli taşlarla daha
belirginleştirilmiştir. Üst katın
cephesi çinilerle kaplanmıştır.
Hükümet Konağı’nın en büyük
özelliklerinden birisi de tamamen
çinilerle kaplı bir mescidinin
bulunmasıdır. Bu mescit alt katın kuzey
tarafında bulunmakta olup, kare planlı
bir odadır. Orijinal Kütahya çinileri
ile kaplı olan odanın mihrabı Klasik
Osmanlı mihrapları örnek alınarak
yapılmıştır. Bu çinilerde rumi, palmet
ve hatayi motiflerinden oluşan zengin
kompozisyonlar görülmektedir. Kare
çinilerde beyaz fon üzerine karanfil,
lale gibi çiçeklere, kıvrık dallara yer
verilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, Kenthaber fotoğraf
arşivinden alınmıştır.
|
Yayın Tarihi :
7 Aralık 2004
Salı |
Güncelleme
:11 Şubat 2006 Cumartesi 13:29 |
|
|
kaynak: kenthaber.com
“
|
|
|
|