Aizanoi
Antik Kenti: Kütahya’ya 57 km. uzaklıktaki
Çavdarhisar İlçesindedir. Aizanoi’nin ismi Zeus’un Su
Perisi Erato ile efsanevi kral Arkas’ın birleşmesinden
meydana gelen Frigyalıların öncülü Azan isimli mitoloji
kahramanından kaynaklanmaktadır. Aizanoi antik kenti
Frigya’ya bağlı yaşayan Aizanitislerin ana
yerleşmeleriydi. Zeus Tapınağının çevresinde yapılan
kazılarda M.Ö. 3000 yıllarına ait yerleşme tabakaları
çıkmıştır. Ancak kesin kentleşme bulgularına 1. yy’ın
sonlarına doğru rastlanılmaktadır. Helenistik dönemde bu
bölge dönüşümlü olarak Bergama ve Bithinya’ya bağlı iken
M.Ö. 133’de Roma egemenliğine girmiştir. Roma
İmparatorluğu döneminde, tahıl, şarap ve yün üretimi
sayesinde zenginleşmiştir. En parlak dönemini M.S. 2.yyDa
yaşar. Erken Bizans döneminde (M.S.395) Piskoposluk
merkezi iken 7.yy’dan itibaren önemini yitirmiştir.
Selçuklu döneminde Çavdar Tatarları tarafından üs olarak
kullanılmış (13.yy), bu yüzden Çavdarhisar adını
almıştır.
ZEUS
TAPINAĞI: Tapınağın olduğu yer şehrin ana
kutsal alanı ve Dünyadaki Tanrı Zeus adına yapılmış
tapınakların en sağlamıdır. Tapınak avlusunun hemen
altında yapılmış Erken Bronz Çağı 2’ye (M.Ö.2800-2500)
tarihlenen keramik parçaları ele geçmiştir. Tapınağın
İmparator Hadriyan döneminde yapıldığı duvardaki
kitabeden anlaşılmaktadır. Tapınak 53 x 35 m.
ölçülerindeki podyum üzerine yapılmış olup, kısan
yanların her birinde 8, uzun yanlarında 15’er İon Sütunu
vardır.
SÜTUNLU
CADDE: 1992 yılında başlanan kazılarda M.S. 400
yıllarına tarihlenen bir cadde ortaya çıkarılmış ve
parçaları bulunduğu için ayağa kaldırılmıştır. Yapımı
için Artemis Tapınağının malzemeleri de kullanılmıştır.
Sütunlu Cadde 6.yy’a kadar varlığını korumuş 6 yy.
ortalarında büyük bir deprem sonucu yıkılmıştır.
MOZAİKLİ
HAMAM: Bu hamamın tabanında Satyr ve Menad
betimli kaliteli bir mozaik süsleme vardır. M.S. 5’yy’da
bu hamam erken Hıristiyan cemaatinin Piskoposluk merkezi
olmuştur.
ANTİK
BORSA: Aizanoi’de M.S. 2.yy’ın 2. yarısında
gıda pazarı olarak kullanılmış bir yuvarlak yapı vardır.
Yuvarlak yapının duvarlarına İmparator Diocletianus’un
301 yılında enflasyonla mücadele için yaptığı ücret
tespitlerinin bir kopyası kazınmıştır. Bu yazıtta
İmparatorluk pazarlarında satılan bütün malların satış
ücretleri yer alıyordu. Buna göre kuvvetli bir köle 2
eşeğin ücretine (yani 30.000 dinara), bir at ise 3 köle
ücretine eşitti.
Tarihi
Kütahya Evleri: Merkez Pirler mahallesinde 18.
yüzyıl Kütahya Evlerinin topluca korunduğu Germiyan
Sokak, Arnavut kaldırımlı yolu, elektrik ve telefon
direkleri ile tellerinin bulunmadığı, Kütahya’daki
tarihi kent dokusunun en güzel örneğidir. Germiyan
Sokak’taki Kütahya Evleri iki veya üç katlı ahşap
evlerdir. Payandalarla desteklenmiş çıkmaları, çiftli
koca kapıları, kafesli pencereleri ile ahşap Anadolu
mimarisinin en güzel örneklerini oluşturur. 17. ve 18.
yüzyıl Kütahya evleri açık sofalıdır. Sofalar odalar
arası bağlantıyı sağlar. Ayrıca sofalarda seki yada köşk
adı verilen dinlenme mekanları bulunur. Giriş katlarına
taşlık denir. Evlerin ön kapıları dışında geniş arka
bahçelere açılan arka kapıları da vardır. Depo, kiler
samanlık hatta ahırlar buradadır. Birinci katta günlük
yaşama ait odalar vardır. Bunlar oturma odası, mutfak ve
yatak odasıdır. İkinci katta ise misafir odaları ve
gelin odaları bulunur. 19. ve 20. yüzyıl Kütahya Evleri
kapalı sofalıdır. Önceki dönemlerin aksine, bu dönem
evlerinin dışları, saçakları, pervazları ve payandaları
süslenirken, iç mekanlar aksine sade tutulmuştur. Yine
bütün Kütahya Evleri payanda destekli çıkartmalara
sahiptir. Bu çıkartmalar yola uyum ve iç mekanı düzeltme
amaçlı yapılmıştır. Kütahya Evlerinin topluca korunduğu
Germiyan Sokak’taki tarihi evler, Kütahya Valiliğince
satın alınarak “Kütahya Evlerini Yaşatma Projesi”
çerçevesinde restore edilmektedir.
Kültür Turizmi
Kütahya’da tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar çok
çeşitli medeniyetler ve devletler hüküm sürmüştür. Ev
sahipliği yaptığı bu medeniyetlerin hemen hepsinden pek
çok kültürel değer günümüze miras olarak kalmıştır.
Friglerden günümüze kadar ulaşan binlerce barınma ve
korunma amaçlı mağaralar, erken Hıristiyanlık dönemi
şapel ve kiliseleri, Romalılardan kalan Aizanoi antik
kenti, ilk hali Bizanslılardan kalan Kütahya Kalesi,
Selçuklulardan kalan Hıdırlık Mescidi, Osmanlı
İmparatorluğunun kurulduğu topraklar olan Domaniç,
Germiyanoğullarından kalan Vacidiye Medresesi ve II.Yakup
İmaret Külliyesi, etnik kültürün son şahidi Yeni Mahalle
Rum Ortodoks Kilisesi, Osmanlılardan kalma Ulu Camii,
Adliye Binası (Eski Hükümet Konağı) ve Kütahya Lisesi
ile Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin atıldığı ve
Başkumandan Meydan Savaşı’nın kazanıldığı Dumlupınar ve
Altıntaş - Zafertepe Çalköy’deki Şehitlikler ve Anıtlar
bu topraklarda yaşayan medeniyetlerin bizlere
bıraktıkları kültürel mirasın ilk akla gelenleridir.
Müzeler
Kütahya, müzeler açısından zengin bir ildir. Arkeoloji
Müzesi, sahip olduğu eserler açısından emsalleri
arasında önemli bir yere sahiptir. Çini Müzesi, Türkiye
ve Dünyadaki ilk olma özelliğine sahiptir. Kossuth
Müzesi, tarihi değerinin yanı sıra etnografya müzesi
olarak da nitelenebilecek bir konumdadır. Ayrıca
İlimizde Tavşanlı Belediye Müzesi ile Dumlupınar
Kurtuluş Savaşı Zafer Müzesi de bulunmaktadır.
Sadık
Atakan Çini Evi
Avukat Sadık ATAKAN tarafından düzenlenen evde, son 250
yılın en güzel çinileri sergilenmektedir. Değerli çini
ustalarının eserlerinin görülebildiği ev, geçmiş ile
gelecek arasında bir köprü oluşturmaktadır.
Frig
Vadisi
Kütahya-Eskişehir
karayolunun 26. km’si yakınlarındaki Sabuncupınar’dan
başlayıp Ovacık Köyüne kadar, İlin doğusu boyunca uzanan
ve büyük bölümü çam ormanları arasında kalan alana "Frig
Vadisi" denilmektedir.
Frig Vadisi iki ana bölümde incelenebilir. Birinci
bölüm; Sabuncupınar, Fındık, İncik, İnli, Söğüt
mağaralarının bulunduğu kuzey bölümüdür. İkinci bölüm
ise, daha güneydeki Ovacık Köyü, İnlice mahallesi ve
çevresidir.
Kütahya’nın doğusunda, eski bir yanardağ olan Türkmen
Dağı’nın tüfleri ile örtülü olan Frig yaylaları, eski
çağlardan beri çeşitli kavimler tarafından iskan
edilmiştir. Volkan tüfünün kolay işlenebilir bir kaya
çeşidi olması, bölgenin en eski halklarından biri olan
Frigler’in, bunları oyma ve yontma yoluyla çeşitli
amaçlar için kullanmalarını sağlamıştır. Frigler’in ana
tanrıçası Kybele’ye adanmış açık hava tapınakları ile
savunma amaçlı yapılar, en çok göze çarpan eserler
arasındadır. Bunların yanında Roma devrinde kayaları
oymak suretiyle meydana getirilmiş çeşitli barınaklar,
mezar odaları, ağıl ve ahır olarak kullanılan mekanlar,
sarnıçlar ve ambarlar da bulunmaktadır. Erken ve Geç
Bizans devirlerinde ise bunlara ilaveten kilise ve
şapeller de inşa edilmiştir.
Frig Vadisi’nin ikinci bölümü ise Kütahya’ya 55 km.
uzaklıkta bulunan Ovacık Köyü’nün İnlice Mahallesi’nin
doğusunda başlayan çam ormanları arasındadır. Bölgenin
bilinen tarihi M.Ö. 900-600 yıllarında Frigler, daha
sonra Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullanıldığı
şeklindedir. Frig Vadisi’nde kayalara elle oyulmuş kaya
mezarlar, kiliseler ve sığınma-barınma amacıyla
kullanılmış yüzlerce mağara bulunmaktadır.
ANTİK
KÖPRÜLER : Penkalas denilen Koca Çayın
üzerindedir. Antik çağda iki yakayı birbirine bağlayan 5
köprü mevcuttu. Bunlardan birisi yayalar için yapılmış
olan ahşap bir köprü, diğer dördü ise kemerli taş
köprüleridir. Günümüze bunlardan sadece iki tanesi
ulaşmıştır.
SÜTUNLU
YOL : 1992 -1995 yılları arasında yapılan
kazılarda ortaya çıkartıldı. M.S. 400. yıllara
tarihlenmektedir. Restore edilerek ayağa kaldırılan
cadde kenarlarındaki sütunlar erken antik yapılardan
sökülmüştür. Dükkan kapıları bu sütunlu yola açılmakta
olup yakınında onunla ilişkili borsa yapısı
bulunuyordu.
Germiyan Sokak
Merkez Pirler mahallesinde 18. yüzyıl Kütahya evlerinin
topluca korunduğu Germiyan Sokak, Arnavut kaldırımlı
yolu, elektrik ve telefon direkleri ile tellerinin
bulunmadığı, Kütahya’daki tarihi kent dokusunun en güzel
örneğidir.
Germiyan Sokak’taki Kütahya Evleri iki veya üç katlı
ahşap evlerdir. Payandalarla desteklenmiş çıkmaları,
çiftli koca kapıları, kafesli pencereleri ile ahşap
Anadolu mimarisinin en güzel örneklerini oluşturur. 17.
ve 18. yüzyıl Kütahya evleri açık sofalıdır. Sofalar
odalar arası bağlantıyı sağlar. Ayrıca sofalarda seki
yada köşk adı verilen dinlenme mekanları bulunur.
Giriş katlarına taşlık denir. Evlerin ön kapıları
dışında geniş arka bahçelere açılan arka kapıları da
vardır.
Depo, kiler samanlık hatta ahırlar buradadır. Birinci
katta günlük yaşama ait odalar vardır. Bunlar oturma
odası, mutfak ve yatak odasıdır. İkinci katta ise
misafir odaları ve gelin odaları bulunur. 19. ve 20.
yüzyıl Kütahya evleri kapalı sofalıdır. Önceki
dönemlerin aksine, bu dönem evlerinin dışları,
saçakları, pervazları ve payandaları süslenirken, iç
mekanlar aksine sade tutulmuştur. Yine bütün Kütahya
evleri payanda destekli çıkartmalara sahiptir. Bu
çıkartmalar yola uyum ve iç mekanı düzeltme amaçlı
yapılmıştır.
Bedestenler
Gedik Ahmet Paşa Vakfı olarak XV. yüzyılın ikinci
yarısında yaptırılan bedestenler iki tanedir. Büyük
Bedesten dört kapılıdır. Yapının içinde ortada bir
şadırvan ve onyedi dükkan vardır. Kapı girişi üstünde
madalyon içinde hayat ağacı ve aslan motifleri altında
1868 tarihi yazılıdır. Diğer kapı üstündeki madalyonda
ise denizkızı figürü yer alır. Halen sebze bedesteni
olarak kullanılmaktadır. Küçük Bedesten; iki kapılı olup
duvarları tuğla ve saç örgüden yapılmıştır. Uzunlamasına
dikdörtgen geniş alanın iki kenarında karşılıklı dörder
geniş niş bulunmaktadır. Eskiden ağır elbiselerin ve
elmas işlemeciliğinin yapıldığı yapı günümüzde eski eşya
pazarı olarak kullanılmaktadır.
Kütahya Kalesi
Antik
çağlardan günümüze kadar yerleşimin olduğu Hisar
Tepesindedir. 70 burca sahip olan Kütahya Kalesi üç
bölümden oluşur. Bunlar Kale-i Bala, Kale-i Sagir ve dış
surlardır. Roma, Bizans, Selçuklu, Germiyan ve Osmanlı
izleri görülen kalede herhangi bir döneme ait kitabe
yoktur. Fakat yapılan incelemeler sonucunda 8.yy Bizans,
12.yy Bizans, 13/14.yy Türk dönemlerine ait inşaat
özelliklerine rastlanmıştır. Kalede bilinen son inşaat
Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. (1451-1481)
Kale’de iki çeşme, iki mescid vardır. Kütahya Kalesinde,
kendi ekseninde 45 dakika da bir tur atan Döner Gazino
1973 yılı yapımıdır. Lokanta olarak hizmet veren Döner
Gazino’nun altındaki Kır Kahvesi yaz aylarında açıktır.
Kara Ahmet Bey Türbesi
Ünlü Seyyah
Evliya Çelebi’nin dedesi olan Kara Ahmet Bey’in türbesi,
Şehir merkezindedir. Evliya Çelebi’nin Kütahyalı
olduğunu ve dedesinin mezarının yerini, Kütahya’yı da
anlattığı ünlü Seyahatname’sinin 9.cildinden
öğreniyoruz.
Ulu Cami
Kütahya’nın en güzel ve en büyük camisi olan yapı
Yıldırım Beyazıt zamanında başlanmış, Şehzade Musa
Çelebi tarafından 1410 yılında tamamlanmıştır. Mimar
Sinan tarafından tamir edilmiştir. Ortalama 45x25 m2’lik
bir alanı kaplayan cami avlusuzdur. Caminin 3 kapısı, 64
penceresi, 2 kubbesi, 6 yarım kubbesi ve 5 bölümlü son
cemaat yeri vardır. Caminin içindeki 4 sütunlu müezzin
mahfeli ve mihrabın sağındaki Kabe tasvirli pano
görülmeye değerdir.
Adliye Sarayı (Eski Hükümet Konağı)
Yapımına 1905 yılında Fuat Paşa zamanında başlanan ve
1907 yılında tamamlanan Eski Hükümet Konağı, son dönem
sivil Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden
birisidir. Üç katlı yapının, giriş bölümü ile doğu ve
batı kanatları hafif çıkıntılıdır. Girişi dört yüksek
sütun ve ortadaki geniş üç kemerle bağlanmıştır. İki
renkli taş tekniği, iki katı ayıran korniş hattı ve
çinileriyle cephe örgülü bir görünüme sahiptir. Vali
Odasının bacaları ortaya ayyıldız gelecek şekilde çini
kaplıdır. Bina içinde tamamen çini kaplı bir mescit de
yer almakta olup, 1998 yılında restore edilerek Adliye
Sarayı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Hayme Ana ve Osman Gazi Anıtı
Hayme
Ana Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin ninesi,
Ertuğrul Gazi’nin annesidir. Ertuğrul Gazi,
Sürmeliçukur’dan Anadolu’ya geldiğinde kendisine Söğüt
kışlak, Domaniç yaylak olarak verilmiştir. Yılın beş
ayını geçirdiği Domaniç’te bir yayla mevsiminde Hayme
Ana’yı yitiren Ertuğrul Gazi, annesini her yıl çadır
kurduğu Çarşamba’da bir tepeye defnettirmiştir. Sultan,
II. Abdulhamit, l886’da Devlet Ana diye anılan büyük
büyük ninesi Hayme Ana’nın kabrini buldurarak üstüne
bugünkü türbeyi yaptırmıştır. Kütahya Valiliği, Osmanlı
Devletinin kuruluşunun 700.Yılı dolayısıyla bu türbe ve
müştemilatını restore ettirerek çevre düzenlemesine tabi
tutmuş, her yıl Hayme Ana adına törenler yapılan alana
2500 kişilik tribün yaptırmış, 100 bin fidanlı 700.Yıl
Koruluğu kurdurarak, bir Osmanlı Çeşmesi ve iki Kütahya
evi yaptırmıştır.
Başkumandan Tarihi Milli Parkı
Kurtuluş Savaşımızın geçtiği Zafertepe Çalköy ve
Dumlupınar’daki bu topraklar 137.000 şehidimizin aziz
hatırasına şehitlik, müze ve anıtlarla donatılmıştır.
Milli parktaki bu anıt,müze ve şehitlikler şunlardır:
Zafertepe Çalköy’de; Zafer Anıtı,
(Başkumandan Meydan Savaşı Komuta Yeri), Şehit Sancaktar
Mehmetçik Anıtı, Yüzbaşı Harputlu Şekip Efendi Anıtı,
Atatürk Anıtı,
Dumlupınar İlçemizde; Atatürk Anıtı, Dumlupınar Kurtuluş
Savaşı Müzesi, Dumlupınar Şehitliği ve içinde; Mehmetçik
Anıtı, Şehit Baba ve Oğul Anıtı, Milis Anıtı ve Gazi
Mustafa Kemal-İsmet Paşa-Mareşal Fevzi Çakmak Anıtları
bulunmaktadır.
Sağlık Turizmi
6 Termal Turizm Merkezi ile Türkiye’nin en zengin termal
kaynaklarına sahip olan Kütahya, romatizmadan, felç
hastalıklarına, kadın hastalıklarından, sinirsel
rahatsızlıklara kadar bir dizi hastalığa derman olan
termal suları ile yerli ve yabancı turistlere şifa
dağıtmaktadır.
Ilıca-Harlek Kaplıcaları: Kütahya’nın
kuzeyinde yer alan Ilıca Harlek Kaplıcaları Kütahya -
Eskişehir karayolunun 2l.km.sinden 4 km. içeridedir.
Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıca
Harlek Kaplıcaları Bakanlar Kurulu tarafından 23.03.1989
tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilân edilmiştir.
Kaplıca suları 25-43 C derece sıcaklıkta olup
oligometalik sular grubuna girer. Kalsiyum, magnezyum ve
bikarbonat içeren kaplıca suları muhtelif hastalıklara
iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde 10 apart, 57 oda ve
168 yatak kapasiteli Harlek Otel, Belediye Belgeli diğer
otel ve moteller, 3 hamam, 2 kapalı 4 açık havuz, spor
tesisleri ve konferans salonu bulunmaktadır.
Yoncalı Kaplıcaları: Kütahya’nın
batısında yer
alan
Yoncalı kaplıcaları merkeze 16 km. uzaklıktadır.
Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yoncalı
Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde "Termal Turizm Merkezi"
ilan edilmiştir. Kaplıca suları 42 C derece sıcaklıkta
olup bikarbonatlı sular grubuna girer. Kalsiyum,
magnezyum ve kükürt içeren kaplıca suları muhtelif
hastalıklara iyi gelmektedir. Ayrıca parafin banyosu,
seliluit tedavisi vb. uygulanmaktadır. Yoncalı Termal
Turizm Merkezi’nde S.S.K’ya ait 200 yataklı Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunmaktadır. Kaplıca
merkezinde 73 oda ve 180 yatak kapasiteli 4 yıldızlı
Yoncalı TÜTAV Termal Otel ve kür merkezi ile 4’er
kişilik 37, 2’şer kişilik 20 apart, Belediye belgeli
otel ve moteller, 4 hamam, 3 kapalı, 2 açık havuz
bulunmaktadır.
Emet-Yeşil ve Kaynarca Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında bulunan kaplıcalar Emet ilçe
merkezindedir. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamam olan
Yeşil ve Kaynarca Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde
"Termal Turizm Merkezi" ilân edilmiştir. Kaplıca suları
43-56 C derece olup, hipotonik sular grubuna girer.
Sülfat, bikarbonat, kalsiyum ve magnezyum içeren kaplıca
suları muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca
merkezinde Belediye Belgeli 4’er kişilik 36 apart, 3
hamam, 3 kapalı havuz, 1 açık havuz, Osmanlı Hamamı,
sauna, özel banyolar, spor tesisleri, botanik parkı ve
bir karavan parkı (kamping) bulunmaktadır.
Gediz-Ilıcasu
Kaplıcaları: Kütahya’nın güneyinde Gediz’e 18
km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi
tamamlanmış olan Ilıcasu Kaplıcaları 18.03.1897
tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiştir.
Kaplıca suları 65-98 C derece sıcaklıkta olup hipotonik
sular grubuna girer. Sülfat, bikarbonat, sodyum ve
magnezyum içeren kaplıca Suları muhtelif hastalıklara
iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde Belediye belgeli
4’er kişilik 40 apart, 3’er kişilik 52 apart, 22 ahşap
baraka, 10 betonarme baraka, 1 buhar banyosu, 1 çamur
banyosu, 2 hamam ve 2 havuz bulunmaktadır. Kaplıca
merkezinde seracılık başlamıştır.
Gediz-Muratdağı Kaplıcaları:
Kütahya’nın güneyinde Gediz’e 30 km. uzaklıktadır.
Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan
Muratdağı Kaplıcaları 18.03.1987 tarihinde"Termal Turizm
Merkezi" ilan edilmiştir. Kaplıca suları 29-50 C derece
sıcaklıkta olup, meteorik vadoz sular grubuna girer.
Simav-Eynal Kaplıcaları: Kütahya’nın
güney batısında Simav’a 4 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve
çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Eynal Kaplıcaları
23.03.1989 tarihinde "Termal Turizm Merkezi" ilan
edilmiştir. Kaplıca suları 70-90 C derecedir. Kalsiyum,
sodyum, bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca suları
muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca
merkezinde, Belediye belgeli biri 37, diğeri 30 odalı
iki otel, 440 yataklı 125 apart, özel banyolar, 2 hamam
ve l kapalı havuz bulunmaktadır. Kaplıca Merkezinde
seracılık gelişmiş olup ilçe merkezi Jeotermal enerji
ile ısıtılmaktadır.
Hisarcık - Esire Kaplıcaları:
Kütahya’nın batısında Hisarcık’a 10 km. uzaklıktadır. 51
C derece sıcaklıktaki kaplıca suları içme uygulamaları
ile değişik rahatsızlıklara iyi gelmektedir.
Tavşanlı-Göbel Kaplıcaları: Kütahya’nın
batısında Tavşanlı’ya 7 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve
çevre düzenlemesi yapılmıştır. Kaplıca sularının
sıcaklığı 32 C derece olup muhtelif hastalıklara iyi
gelmektedir. Kaplıca merkezinde moteller ve 2 hamam
bulunmakta olup, yöre havasında oksijen oranı yüksek
olduğundan astımlı hastalar kış aylarında dahi
motellerde konaklamaktadırlar.
Simav Çitgöl Kaplıcaları: Simav’a 5 km.
uzaklıkta olan kaplıca suyunun sıcaklığı 162 C olup,
muhtelif hastalıklara iyi gelmektedir. Kaplıca
merkezinde Belediyeye ait 60 daireli moteller ve spor
kompleksi vardır.
Dereli Kaplıcaları: Dereli Kaplıcaları
Emet-Tavşanlı yolu üzerinde olup, Günlüce Beldesine 20
km. uzaklıktadır. Kaplıca suları 38-40 C olup, muhtelif
hastalıklara banyo yolu ile iyi gelmektedir. Kaplıca
merkezinde 3 adet havuzlu hamam, özel banyolar ve
moteller mevcuttur.
Diğer Kaplıcalar: Kütahya’da başka
termal kaynaklar da mevcuttur. Bunlar; Emet’te Samrık
Ilıcası, Hisarcık’ta Sefaköy Kaplıcaları ve Yukarı
Yoncaağaç Mürdesenk Suyu, Simav’da Naşa Kaplıcalarıdır.
Doğa Turizm
Kütahya topraklarının % 53’ü ormanlarla kaplı
olduğu için ilin her köşesi zengin doğa güzelliklerine
sahiptir. Bu güzellikler güçlü bir çevre bilinciyle
korunmakta, günübirlik olduğu kadar uzun süreli dinlenme
ve kamp imkanları içinde faydalanılabilmektedir. Yayla
turizmi için önemli imkanları olan ilimiz, trakking için
de aynı potansiyele sahiptir.
Çamlıca: Kütahya’nın batısında, şehir
merkezine 5 km. uzaklıktaki Çamlıca, orman içi dinlenme
yeri olarak düzenlenmiştir. Orman İşletmesince yapılan
altyapısı, piknik yerleri ve hizmet birimleri
özelleştirilmiştir. Çamlıca çam ağaçları, soğuk suları,
temiz havası ve insanı rahatlatan manzarası ile geniş
bir mesire yeridir.
1000
Yıllık Kestane Ağacı: Kütahya’nın 7 km.
güneyindeki Kumarı Köyü Boyacılar mevkiinde bulunan 3
adet kestane ağacı halen meyve vermekte olup özellikle
bir tanesi 8 m.’yi bulan çevresi ve 20 m.’ye yaklaşan
yüksekliği ile 1000 yıldır ayakta durmaktadır.
Hıdırlık : Kütahya merkezdeki en önemli
mesire yerlerinden birisidir. Aynı isimle anılan
mescidin de, bulunduğu mesire yerinin altyapısı ve çevre
düzenlemesi yapılmıştır. Hıdırlık Mescidi’nin
restorasyonu ünlü ressam Ahmet YAKUPOĞLU tarafından 1984
yılında yapılmıştır.
Gölcük Yaylası: Kütahya’nın güneybatısındaki Gölcük
Yaylası, Simav’a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları
arasındaki yayla, her türlü altyapıya sahip olup, 1450
m. yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet
vermektedir.
Vakıf Ormanları: Kütahya - Tavşanlı
karayolunun güneyinde, Kütahya’ya 40 km. uzaklıktadır.
Piramidial Karaçamlar’ın orman olarak bulunduğu tek yer
olan Vakıf Çamlığı koruma altındadır.
Muratdağı : Kütahya’nın güneyindeki
Muratdağı Gediz’e 30 km. uzaklıktadır. 23l2 m.
yükseklikteki Muratdağı, Kütahya’nın olduğu gibi İç
Ege’nin de en yüksek dağıdır. Kestane, meşe ve çam
ormanlarından oluşan zengin bir bitki kuşağına sahip
olan Muratdağı, temiz havası, soğuk suları ve özellikle
zengin termal kaynaklarıyla çok önemli bir merkezdir.
Muratdağı yayla turizmi için uygun bir merkezdir.
Porsuk Barajı : Kütahya’nın
kuzeydoğusunda şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır.
Porsuk Çayının taşkınlarından çevreyi korumak amacıyla
yapılmış olan baraj son yıllarda balıkçılığın da önemli
bir merkezi haline gelmiştir. Porsuk Barajında, Softça
Köyü civarında su sporları (sörf, kürek, yelken vb.)
için sabit iskele ve yüzey iskele, alt yapı ve sosyal
çalışmaları tamamlanmakta olup 2002 yılında hizmete
sunulacaktır.
Mızık Çamı:Domaniç’in Domur
Köyü’ndedir. Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman
Gazi’nin bebeklik beşiğinin kurulduğu bu çam koruma
altına alınmıştır. Zaman içinde yıkılan bu tarihi ve
anıtsal çam ağacı özel bir kaide üzerine alınarak
ziyarete açılmıştır.
Domaniç Ormanları: Kütahya’nın
kuzeyindeki Domaniç Ormanları ilçenin çevresinde çok
geniş bir alana yayılmış durumdadır. Çok zengin bir
bitki örtüsüne sahip olan Domaniç Ormanlarında pek çok
endemik tür ve anıtsal değerde birçok ağaç
bulunmaktadır.
Kuruçay Göleti: Tavşanlı’nın güneyinde,
ilçeye 7 km. uzaklıktadır. Sulama amaçlı yapılmış olan
gölet, asıl işlevinin yanısıra temiz çevresi ile önemli
bir piknik yeridir.
Enne Barajı: Kütahya’nın batısında
şehir merkezine l8 km. uzaklıktadır. Seyitömer Termik
santralının su ihtiyacını karşılamak için yapılan baraj
zamanla olta balıkçılığının da yapıldığı güzel bir
mesire yeri haline gelmiştir.
Çinicilik: İlimizin simgesi ve onu
bütün dünyaya tanıtan "Çinilik" Kütahya’da en önemli
sanat
dalı
olmanın yanısıra halkın önemli bir geçim kaynağı olma
özelliği de taşır. Kütahya’da Friglerle başlayan seramik
yapımı Bizans dönemi sonuna kadar sürekli gelişme
göstermiştir. Kütahya, 100 yılı aşkın bir süre
Selçuklularla Bizanslılar arasında tampon bölge olarak
kalmıştır. Bu dönem çiniciliğinde Bizans ve Selçuklu
kültürünün özellikleri birlikte kullanılmıştır. Daha
sonra Beylikler dönemine giren Kütahya’da Osmanlı etkisi
görülmeye başlamıştır. 13l4 tarihli Vacidiye
Medresesi’ndeki Abdülvacit Efendi’nin sandukasında, 1428
tarihli Yakup Bey Türbesi’nde ilk Osmanlı dönemi renkli
sırlı çini tuğlalar kullanıldığı görülmektedir. 15. yy.
Osmanlı seramik ve çini sanatı, mavi beyaz grubu
çinileri ile dikkat çeker. Bu orijinal mavi beyazlar
Hisarbey Cami (1487) ile Kükürt Köyü Camiinde (l697)
görülmüştür. 15. yy. mavi beyaz çinileri Kütahya’daki
bazı yapıların yanı sıra İstanbul ve Kudüs mimari
eserlerinde de kullanılmıştır. 16. yy.’da Kütahya çini
ve seramik sanatı faaliyetlerinin yavaşladığı görülmekle
beraber, İstanbul ve diğer önemli merkezlerde yapılan
mimari eserlerde, Kütahya çinilerinin kullanıldığı
görülür.
Günümüzde ihraç malları arasına giren, desen ve renk
zenginliği kazanan Kütahya Çiniciliği olumlu bir
yoldadır. İrili, ufaklı 500’e yakın atölyede yapılan
çiniler yurt içi ve yurt dışındaki pek çok eseri
süslemektedir. Çinicilikte kullanılan hammaddeler,
Kütahya ve komşu illerden sağlanmaktadır. Bu
hammaddeler, plastik ve plastik olmayanlar diye ikiye
ayrılır. Plastik hammaddeler grubuna; Kırklar Toprağı,
Gri Bilecik Kili, Maya ve Çamaşır Kili, plastik
olmayanlar grubuna; Çakmak Taşı, Beyaz Bilecik Kili ve
Tebeşir girmektedir. Bu hammaddelerin belli oranlarda
karıştırılmalarıyla Çark, Döküm ve Pres diye
adlandırılan üç tür harman hazırlanır. Çark harmanında;
düz duvar tabağı, vazo, saksı ve şekerlik, döküm
harmanında; biblo, bardak, tabak ve küllük, pres
harmanında düz veya desenli duvar karoları yapılır.
İldeki Kültürel Kurumlar
Kütahya Kültür Merkezi:
Hizmetin amacına uygun düzenlemeleri 2000 yılı
sonunda bitirilen 3300 m² kapalı alanlı Kütahya Kültür
Merkezi henüz kuruluş sürecindedir. Merkezin hizmetleri
Kültür Müdürlüğünce yürütülmektedir. Bodrum katında
Eğitim Dairesi Başkanlığı Seramik Atölyesi, zemin katta
Döner Sermaye İşletmeleri Merkez Müdürlüğü Kitap Satış
Mağazası, Resim Atölyesi ve Kütahya Devlet Güzel
Sanatlar Galerisi, birinci katta Kültür Müdürlüğü,
sürekli sergi salonu ve folklor arşivi, ikinci katta
değişik amaçlı salonlar, müzik kütüphanesi, hobi kurs
atölyeleri, üçüncü katta Vahit paşa İl Halk Kütüphanesi
ve Yazmalar Kütüphanesi, dördüncü katta kafeterya yer
almaktadır.
Çok amaçlı salonunda periyodik gösterilerin
yapılabileceği bir cep sineması, bale salonu, fotoğraf
atölyesi kurulmasına çalışılmaktadır. Kültür Merkezinde
halen üniversiteye hazırlık ve hobi resim kursları, sim
sarma, ney yapımı, geleneksel seramik ve çini desenleri
kursları verilmektedir.
Kütahya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi:
1963
yılında kurulan Kütahya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi
değişik binalarda hizmet verdikten sonra 2001 yılı
başında Kültür Merkezi zemin katına taşınmıştır.
Halkın sanat zevk ve kültürünü geliştirme, plastik sanat
alanındaki usta ve amatör sanatçıları desteleme,
sergiler açmak, düzenlenecek kurslar, seminerler,
konferans ve öteki etkinliklerle yaygın bir eğitim verme
amaçlı çalışmalarımız bu kuruluşumuz eliyle
yürütülmektedir.
Galeri atölyelerinde verilen temel sanat eğitimi
kurslarından başka, Kütahyalı Gezgin Evliya Çelebi
adına, ulusal boyutlu bir de Çocuk Resimleri Yarışması
düzenlenmektedir. Bu yıl 9’uncusu düzenlenecek olan
yarışmanın sergisi geleneksel olarak 23 Nisan’da
açılmaktadır.
Galeri’de arşivlenen; Kütahya Valiliği Kültür ve Sanat
Koleksiyonunda 60 tablo, 58 çini eser, 2001 yılı başında
edinilen Atatürk Fotoğrafları Koleksiyonunda 103 eser,
Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesi Koleksiyonunda Ahmet (Çalışel)
Yakupoğlu’nun 30 orijinal tablosu ve kendi
koleksiyonunda 8 tablo mevcuttur. Sanat sezonu boyunca
ayda iki sergi açılan Galeri, öğle saatlerinde ve
cumartesi günleri de açıktır.Bünyesindeki sanat
kütüphanesi gelişkin bir koleksiyona sahiptir.
Kütüphaneler:
Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesi
19
. yüzyılın ilk yarısında yetişmiş önemli bir devlet
adamı olan Kilisli Vahid Paşa, Reisül-küttab iken
azledilerek Kütahya’ya gönderildiği 1809-1811 yılları
arasında vakfiyesini de el yazması olarak hazırladığı
kütüphaneyi kurmuş ve hafızı-kütüplüğüne Fikri Abdülbaki
ve Mehmet Efendileri getirerek 1812 yılında halkın
istifadesine açmıştır.
Daha sonra kapanan Mollabey kütüphanesi ile
Mevlevihane’nin el yazmaları da koleksiyona katılmış,
Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesi Türkiye’nin sayılı yazma
eser kütüphanelerinden biri olmuştur.
Bugün kütüphane koleksiyonlarında 2.514 Arapça, 192
Farsça, 423 Türkçe, 1 diğer dillerde olmak üzere 3.130
yazma ; 1.975 Arapça, 150 Farsça, 4.141 eski harfli
Türkçe, 875 diğer dillerde olmak üzere 7.141 eski harfli
basma kitap vardır. Yeni harfli basma kitap sayısı
27.000, toplam kitap sayısı 37.271’ dir. 2000 yılı
istatistiklerine göre toplam 140.171 okuyucuya sahiptir.
Bünyesinde 1 gezici, 1 çocuk, 1 şube kütüphane vardır.
100. Yıl Çocuk Kütüphanesi
1954 yılında İl Halk Kütüphanesi bünyesinde kurulan
Çocuk Bölümü 1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100.yılı
dolayısıyla ayrılarak aynı yerde şube haline getirilmiş,
1999 yılında restore edilen eski Vilayet Matbaası
binasına taşınarak bağımsız çocuk kütüphanesi olmuştur.
10.788 kitaplık bir koleksiyona ve 25.571 okuyucuya
sahiptir
75.Yıl Halk Kütüphanesi
Cumhuriyetimizin kuruluşunun 75.yılı dolayısıyla 1998
yılında kurulmuştur. 2 katlı modern bir binaya sahip
kütüphanenin kitap sayısı 1.476 olup, İl Halk
Kütüphanesinin şubesi olarak Seyitömer Beldesindedir.
Ayrıca, Altıntaş’ta 1988, Aslanapa’da 1996,
Çavdarhisar’da 1993, Domaniç’te 1992, Dumlupınar’da
1989, Emet’te 1960 ve 1994 (Çocuk Kütüphanesi), Gediz’de
1972, Hisarcık’ta 1994, Pazarlar’da 1995, Simav’da 1956,
Şaphane’de 1979 ve Tavşanlı’da 1969 yıllarında kurulmuş
İlçe Halk Kütüphaneleri ile 13 beldede kurulmuş halk ve
çocuk kütüphanelerinin 2001 yılı Ocak ayı itibariyle
kitap mevcudu 91.947 dir.
2001 yılı Ocak ayı itibariyle Kütahya İlinde Kültür
Bakanlığına bağlı hizmet veren 1 gezici, 2 çocuk, 27
halk kütüphanesi vardır. İl Halk Kütüphanesi ve Tavşanlı
Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesinde birer Yazma Eserler
Bölümü bulunmaktadır. Kütahya İli genelindeki
kütüphanelerimizde, toplam 140.006 adet kitap mevcut
olup, bu kütüphanelerimizden bir yılda 449.872 okuyucu
yararlanmıştır.
Kütahya Müzeleri ve Ören Yerleri:
Kütahya’da ilk müze, Ulu Cami yanındaki halkın Demirkapı
dediği Vacidiye Medresesi’nde 1965 yılında ziyarete
açılmıştır. Etnoğrafik ve Arkeolojik eserlerin birlikte
sergilendiği bu yapı, 1999 yılındaki restorasyondan
sonra Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenmiştir. Burada
sergilenen çini eserler, yine 1999 yılında restore
edilen ve Çini Müzesi olarak ziyarete açılan II. Yakup
Külliyesinin İmaret Bölümü’nde sergilenmeye başlamıştır.
Kültür Bakanlığı’na ait üçüncü müze, 1982 yılında
ziyarete açılan Kossuth Müzesi’dir.
Müzelerin koleksiyonlarındaki toplam eser sayısı 35.563
tür. Bunların 10.395’i Arkeolojik, 3.765’i Etnografik
eserdir. 21.397 adet sikke ve 6 adet mühüre sahip müzede
44 adet de 18. yüzyıla ait Macarca kitap vardır.
Kurumsal kütüphanesinin kitap mevcudu ise 1.269 dur.
2001 yılı Ocak ayı itibariyle; dini, askeri, idari,
sivil yapılar; arkeolojik, kentsel, doğal, tarihi sitler
olmak üzere tesbit ve tescili yapılmış kültür ve tabiat
varlıklarının sayısı 1.133 tür . Bulardan 647’si Kütahya
İl Merkezindedir.
Ulu Cami yanında, halkın Demirkapı ve Vacidiye Medresesi
diye adlandırdığı binadadır. 1314 yılında Germiyan
Beylerinden Umur Bin Savcı tarafından yaptırılan kesme
taş yapının portali Selçuklu sanatının özelliklerini
gösterir. Müze vitrinlerinde Geç Miyosen döneminden
itibaren Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit , Frig,
Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı
dönemlerine ait eserler teşhir edilmektedir.
Girişten sonra sağ taraftaki vitrinlerde Fosiller, Eski
Tunç ve Frig dönemine ait eserler sergilenmektedir.
Bunlar içinde Frig çocuk oyuncakları ilginçtir. İç
salonda Helenistik ve Roma döneminden kalma keramik ve
cam örnekleri ile kandiller ve cerrahi aletler, orta
mekan eyvanda mermer taş eserlerden güzel ve nadir
örnekler yer almaktadır. Soldaki odada Seyitömer Höyükte
çıkan kap, kacaklar küpler, kemik aletler, kalıplar,
çatı kiremitleri gibi değişik örnekler, dış orta mekanda
takılar ve altın süs eşyaları vitrininden sonra, Aizanoı
Ören yerinde 1990 kazılarında bulunan Amazon Lahdi
sergilenmektedir. Üzerinde Grek Amazon kadın savaşçılar
mücadelesi anlatılmakta olup, M.S 160 yıllarına
tarihlenmektedir.
Kossuth Müzesi
İlimiz
merkezinde Börekçiler Mahallesi Macar Sokakta bulunan
18. yüzyıl Türk evidir. Halk arasında Macar Evi olarak
ta bilinir. Macar özgürlük savaşının önderlerinden
Avukat Lajos Kossuth (1802-1894) ailesiyle birlikte
1850-1851 yılları arasında bu evde misafir edilmiş ve
Macaristan Anayasa tasarısını yine bu evde
hazırlamıştır. Kossuth, Şumnu’dan başlayarak Türkçe bir
gramer de yazmıştır.
Bahçe içinde yer alan ve Macar sokağa penceresi olmayan
ev, iki katlı ve yedi odalıdır.Kütahya geleneksel ahşap
mimari tarzındadır. Müzede birinci katta selamlık,Türk
yemek odası, yatak odası, bitişiğinde çocuk yatak odası
ve çalışma odası bulunmaktadır.
Çalışma odasındaki eşyalar Macarlarla ilgilidir. Üst
kata ahşap bir merdivenle çıkılır. Bu katta baş oda,
aile odası ve anı odası olmak üzere üç oda
bulunmaktadır. Baş oda misafir odası olup, camekan
içinde Kossuth ile ilgili müzik aletleri, tütün kıyacağı
tabaka vb. ile Şumnu’dan başlayarak yazdığı Türkçe
Gramer kitabının kapak sayfasının fotokopisi
bulunmaktadır. Aile odasında 18.yüzyıldan kalma bir
piyano, porselen yemek takımları, bayanlara ait eşyalar
ve Budapeşte’nin eski fotoğrafları bulunmaktadır.
Çini Müzesi
Germiyanoğlu Beyi II. Yakup (1387-1429) Külliyesinin
imaret bölümü olan bu yapı restorasyon sonrası Çini
Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Halk arasında
Gökşadırvan ya da Vahid Paşa Kütüphanesi olarak da
bilinir. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekana, üç yönde
kubbeli eyvan ile iki oda açılmaktadır. Türbe bölümü;
kesme taş işçilikli olup, Germiyanoğlu beyi II. Yakup’un
çinili sandukası bulunmaktadır. Bahçede yer alan ve
1965’li yıllarda yıkılan Medresenin taş vakfiye kitabesi
giriş kapısının solundaki niş içine yerleştirilmiştir.
Müze vitrinlerinde; 14. yüzyıldan başlayarak, günümüzde
yapılanlara kadar nadide çini örnekleri
sergilenmektedir. Rıfat Çini’nin müzeye bağışladığı çok
değerli çiniler, Mehmet Çini adı verilen bölümde teşhire
sunulmuştur.
Özel Müzeler
Tavşanlı
Belediye Müzesi :
Tavşanlı ilçe merkezindedir. Belediye Başkanlığına bağlı
olup, Kültür Bakanlığının denetimindedir. İki katlı bir
yapının üst katındadır. Müzede, yöreye ait arkeolojik ve
etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Müzenin toplam 362
adet arkeolojik ve etnoğrafik eseri vardır.
Dumlupınar Kurtuluş Savaşı Müzesi:
Dumlupınar ilçe merkezindedir. Orman Bakanlığı,
Afyon Başkomutan Tarihi Milli Parklar Müdürlüğü’ne bağlı
olup Kültür Bakanlığının denetimindedir. Müzede Kurtuluş
Savaşına ait çeşitli silah, kılıç, vb. gibi malzemeler
ile o günleri yansıtan fotoğraflar ve eserler
vardır.Müzenin toplam 71 adet eseri bulunmaktadır.
Altıntaş Belediyesi Açık Hava Müzesi:
Altıntaş ilçe merkezindedir. Belediye Başkanlığına bağlı
olup, Kültür Bakanlığının denetimindedir. Yöreye ait
arkeolojik taş eserler açık hava müzesinde
sergilenmektedir. Açık hava müzesinde toplam 45 adet
eser bulunmaktadır.
Sadık Atakan Sanat Evi:
Avukat Sadık Atakan tarafından düzenlenen müze evde son
250 yılın çinileri sergilenmektedir.
kaynak:
kenthaber.com