Ege
Bölgesi’nin İçbatı Anadolu Bölümünde,Yukarı Sakarya ve Güney
Marmara bölümlerinin kavşağında yer alan Kütahya’nın,
doğusunda Eskişehir, güneydoğusunda Afyonkarahisar,
güneyinde Uşak, güneybatısında Manisa, batısında Balıkesir,
kuzeyinde de Bursa ve Bilecik illeri bulunmaktadır. İl
topraklarını güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanan dağlar
engebelendirir. Bu dağlar; güneyde Murat Dağı (Kartaltepe’de
2.309 m.), güneybatıda Şaphane Dağı (Ulugedik tepesi’nde
2.120 m.), Simav Dağı (Damrık Ziyaret Tepesi 1.800 m.),
batıda Alaçam Dağlarından Akdağ (2.089 m.) ve Eğrigöz sınırı
dışında kalan Domaniç Dağı ile Yirce Dağı , Yellice Dağı (İncebel
Tepesinde 1.764 m.) ve Yeşildağ (Kiraz Oymağı tepesinde
1.496 m.)’dır.
İl sınırları içerisindeki alçak düzlükler, tektonik çöküntü
alanlarından oluşur. Bu çöküntü alanları, Ege Bölgesi’nin
İçbatı Anadolu Bölümündeki, güneydoğu-kuzeybatı doğrultulu
dağ dizileri arasında kalan, 93 km2.lik bir alanı kaplayan
Kütahya Ovası ile Örencik, Simav, Tavşanlı, Gediz ve
Altıntaş Ovalardır. Kütahya, bazı kırık çizgileriyle kesilen
bir deprem kuşağı üzerindedir.
İl
topraklarından kaynaklanan sular çeşitli akarsularla üç ayrı
denize dökülür. Porsuk Çayı Karadeniz’e, Adırnaz ve Emet
çaylarının birleşerek il sınırları dışında oluşturdukları
Kirmasti Suyu ve ana kolu Simav Çayı olan Susurluk (Sususrlu)
Çayı Marmara Denizi’ne, Gediz Irmağı da Ege Denizi’ne
dökülür. Kütahya sınırları içerisinde Simav Gölü ile Enne
Baraj Gölü bulunmaktadır. Porsuk Baraj Gölü’nün batı kesimi
il sınırları içerisindedir.
Bitki örtüsü bakımından ormanlarla kaplıdır. Alçak
kesimlerde meşe ve ardıç, yüksek kesimlerde kızılçam,
sarıçam ve karaçam ormanları vardır. Domaniç ormanlarında
ise kayın bulunmaktadır.
Kütahya, İç Anadolu’nun karasal, iklimi ile Ege ve
Marmara’nın ılıman iklimi arasında geçiş özellikli bir
iklime sahiptir. İlimizin doğu kesimlerinde yazlar sıcak ve
kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçerken, batı kesimlerinde
daha yumuşak deniz iklimi etkisi egemendir. Yüzölçümü 11.875
Km2. , 2000 yılı sayım sonuçlarına göre toplam nüfusu
715.375’tir.
İlin
ekonomisi seramik ve çinicilik, dokumacılık, turizm, tarım,
hayvancılık ve sanayie dayalıdır. Ekonomisi büyük ölçüde
tarıma dayanmakta olup, yetiştirilen başlıca tarımsal
ürünler; buğday, şeker pancarı, arpa, patates, domates,
baklagiller, elma, soğan, kavun, karpuz, ayçiçeği, vişne,
kenevirdir. Hayvancılıkta ise sığır, koyun, ve kıl keçisi
besiciliği yapılır. Ankara keçisine dayanan tiftik üretimi
önemlidir.
Kütahya’da, şeker, un, konserve, yem, porselen, çini, tuğla
ve kiremit, kalorifer kazanı, akaryakıt tankı, inşaat ve
tarım makineleri, gübre üreten ve orman ürünlerini işleyen
fabrikalar bulunmaktadır. Ayrıca il topraklarında gümüş,
kaolin, magnezit, linyit, bitümlü şist, kurşun, demir, bor
mineralleri, çimento hammaddesi, antimon, feldispat, krom,
alunit, flüorit yatakları vardır.
Geleneksel uğraşlardan olan dokumacılık ve halıcılık ile
seramik ve çinicilik de önemli gelir kaynağıdır. İlin
çeşitli yörelerinde iplik, dokuma ve halı fabrikaları
bulunmaktadır. Kütahya çinisi XIV.yüzyıldan günümüze kadar
üretilmekte olup, İznik çiniciliğinin başkente ve saraya
yönelik üstün nitelikli üretimine karşılık, Kütahya çinisi
halkın ihtiyacını karşılamak üzere üretilmiş ve Anadolu çini
geleneğini sürdürmüştür. Günümüzde Kütahya, Türk çini
sanatının canlandırılması yönündeki çabaların en önemli
merkezi durumundadır.
İl
topraklarında yaşayan geyikler için Türkmenbaba ile şaphane
Dağı’nda av koruma ve üretme alanları kurulmuştur. Ayrıca
Merkez ilçedeki Çamlıca, Gediz ilçesindeki Murat Dağı,
Emet’teki Hisarlıktepe, Domaniç’te Ebem Çamlığı, Simav’da
Gölcük Yaylası ve Nafia Pınarı orman içi dinlenme yerleri
ilin başlıca mesireleridir. İl topraklarında çıkan şifalı
madensuları kaplıca turizmi açısından önem taşımakta olup,
bunların başlıcaları Merkezdeki Harlek ve Yoncalı, Simav’da
Naşa ve Eynal, Tavşanlı’da Göbel ile Gediz ilçesindeki Gediz
ve Murat Dağı kaplıcalarıdır.
Antik kaynaklara göre Ezop’un doğum yeri olan Kütahya’nın o
dönemlerdeki adı Kotiaeion’dur. Katiaeion, Hititler
döneminde M.Ö.1550’lerde kurulmuştur. Strabon’a göre bu ad
“Kotys’in Kenti” anlamına gelmektedir. Kotiaeion adı temel
sözcük aynı kalmak şartı ile, farklı dönem ve yazılışlara
göre “Kotiaion”, “Cotyaeum” ve “Cotyaium” olarak da
kullanılmıştır.
Katiaeion’un
kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, ilin
tarihi MÖ VI. yüzyıla dayanmaktadır. İl toprakları içinde
yerleşen en eski halk Frigler’dir. MÖ 1200 yıllarında,
Anadolu’ya gelen Frigler, Hitit İmparatorluğu’nun
topraklarına girmişler, MÖ 676’da Kimmerler Frigya Kralı III.
Midas’ı yenerek, Kütahya ve çevresine egemen olmuşlardır.
Alyattes’in Lydia kralı olduğu dönemde Lydialıların eline
geçen yöre, MÖ 546’da Perslerin daha sonra da
Makedonyalıların hakimiyetine girmiştir. MÖ.333 yıllarında
Makedonya Kralı Büyük İskender Anadolu’nun büyük bir kısmı
ile Kütahya ve yöresine de hakim olan Persleri yenerek
Makedonya Krallığını burada egemen kılmıştır. Büyük
İskender’in ölümünden sonra imparatorluğu generalleri
arasında bölüşülmüş, Kütahya ve yöresi de kumandanlarından
Antigonos’un yönetimine geçmiş, ardından MÖ.278’de Bithynia
Krallığının sınırları içerisinde kalmıştır. Pergamon
Krallığı buraya egemen olmuş, Pergamon Kralı III.Attalos’un
MÖ.133 yılında ölümü ile de Kütahya ve yöresi vasiyet yolu
ile Roma İmparatorluğuna bağlanmıştır. MÖ.II.yüzyılın
ikinci yarısında Pergamon Krallığı’nın çöküşü ile
Romalıların eline geçen Kütahya ve çevresi önemli bir
Hıristiyanlık merkezi olmuştur. Roma döneminde Galatia
Eyaletinin, Bizans döneminde de Anatolikan Theması’nın
sınırları içerisinde kalmıştır.
Malazgirt
Savaşı’nda (1071) Alparslan’a yenilen Bizans İmparatoru IV.Romanos
Diogenes daha sonra Kütahya’ya getirilerek
cezalandırılmıştır. Anadolu Selçuklu Devletini (1078) kuran
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Kütahya’yı da ele geçirmiş,
1097’de Haçlıların saldırılarına uğramıştır. Daha sonra
Anadolu Selçukluları ve Bizanslılar arasında sürekli el
değiştirmiştir. Ardından 1300-1429 yılları arasında yöreye
egemen olan Germiyanoğulları tarafından merkez seçilmiştir.
1277’de III. Gıyaseddin Keyhusrev Kütahya yöresini
Germiyanoğullarına vermiş, Germiyanoğulları ise; Yıldırım
Beyazıt’la evlenen Süleyman Bey’in kızı Devlet Hatun’un
çeyizi olarak Osmanlılara vermiştir. Şehzade Beyazıt 1381 -
1389 yılları arasında Kütahya Valisi olarak görev yapmıştır.
Ankara Savaşı’nda (1402) Yıldırım Beyazıt’ı ağır bir
yenilgiye uğratan Timur, Kütahya’yı alarak
Germiyanoğullarından Yakup Bey’e vermiştir. Kütahya, Yakup
Bey’in ölümüyle vasiyeti üzerine, 1429’da tekrar
Osmanlıların eline geçmiş ve sancak merkezi olmuştur.
XVI.
ve XVII.yüzyıllarda Celali Ayaklanmalarından önemli ölçüde
etkilenmiştir. 1833’te, osmanlı Devletine karşı ayaklanan
Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa
tarafından işgal edilmiştir. Aynı yıl imzalanan Kütahya
Antlaşması ile yeniden Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.
1849’da Osmanlı Devletine sığınan Lajos Kossouth
önderliğindeki bazı Macar ulusal hareketinin önde gelenleri
yerleştirildikleri Kütahya’da 1815’e değin kaldılar. 1867’de
Hüdavendigâr (Bursa) Vilayetine bağlı bir sancak merkezi
olan Kütahya, II. Meşrutiyetten sonra bağımsız bir sancak
oldu.
Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) sonrasında demiryolunu
koruma gerekçesi ile Kütahya’ya gönderilen İngiliz
askerleri, Kuvay-ı Milliye kuvvetlerinin Kütahya’ya girmesi
üzerine Eskişehir’e çekilmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında
Çerkes Ethem ile düzenli ordu birlikleri Kütahya çevresinde
çatışmıştır. Milli mücadele yıllarında, 17 Temmuz 1921
tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edilen Kütahya’ya 28
Temmuz 1921’de gelen Yunan Kralı I.Konstantinos, burada
toplanan Savaş konseyinin başkanlığını yapmıştır. Kurtuluş
Savaşı sırasında önemli bazı savaşlar, günümüzde ilçe
merkezi olan Dumlupınar kasabasının çevresinde yapılmıştır.
Büyük Taarruza kadar işgal altında kalan Kütahya, 30 Ağustos
1922’de bu işgalden kurtarılmıştır. Cumhuriyetin ilanından
sonra 8 Ekim 1923’de il konumuna getirilmiştir.
Kütahya’da
günümüze gelebilen tarihi eserler arasında Bizans döneminde
yapılan Kütahya Kalesi, Molla Bey Külliyesi (XIX.yüzyıl),
Kütahya Ulu Camisi(XIV.yüzyıl), Balıklı Camisi (XIII.yüzyıl),
Vacidiye Medresesi ve Kurşunlu Cami (XIV.yüzyıl), II.Yakup
Bey Külliyesi, İshak Fatih Külliyesi, Timurtaş Paşa Camisi
(1389-1402), Dönenler Camisi (Mevlevihane) (XIV.yüzyıl),
Arslan Bey (Maydan Camisi) Camisi, Saray Camisi (Hisar Bey
oğlu Mustafa Camisi) (XV.yüzyıl), Takvacılar Camisi, Karagöz
Ahmet Paşa Camisi, Lala Hüseyin Paşa Camisi (XVI.yüzyıl),
Ali Paşa Camisi (XVIII.yüzyıl), Hatuniye Camisi (1573),
Özbek Camisi (XVIII.yüzyıl), Sadettin Camisi (XIII.yüzyıl),
Bülbül Mescidi (Yakup Çavuş mescidi (XIX.yüzyıl), Hezar
Dinarı Mescidi (XIII.yüzyıl), Hıdırlık Mescidi (XIII.yüzyıl),
Pekmezpazarı Mescidi (XIV.yüzyıl), Süleyman Bey Mescidi (XIV.yüzyıl),
Küçük Bedesten Hamamı, Büyük Bedesten (XV.yüzyıl), Ahi Evran
Mescidi (XVI.yüzyıl), Şeyh Buhari Türbesi (Gümüşeşik
Tekkesi (XVI.yüzyıl), Karagöz Ahmet Paşa Türbesi (1511), Ahi
Evren Türbesi (XVI.yüzyıl), Küçük Hamam, Lala Hüseyin Paşa
Hamamı bulunmaktadır. Ayrıca ilde Türk sivil mimari
örneklerinden evler, Hükümet Konağı (1907) ve Başkomutan
Meydan Savaşının geçtiği mekandaki Zafertepe Çalköy’de Zafer
Anıtı, Şehit Sancaktar (Meçhul Asker) Anıtı, Yüzbaşı Şekip
Efendi Anıtı bulunmaktadır.
kaynak:
kenthaber.com
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, Kenthaber fotoğraf arşivi ve E.Yücel
arşivinden alınmıştır.